Abdûlmecit





    ABDÛLMECİT HAYATI


  Abdülmecid İstanbul'da dünyaya geldi. Babası ona iyi bir tahsil yaptırmak için çok titiz davrandı. Kendisi biraz zayıfça idi. Çok zeki, terbiyeli, merhamet ve şefkatli bir kimseydi. Tâhta çıktığında 16 yaşındaydı. Yeni gelişmeleri çok sıkı bir şekilde takip eder ve hemen Devlet-i Aliye’de tatbik edilmesini isterdi.

 1839 senesinde Gülhane Hattı Hümayunu okundu. 1846'da Mustafa Reşid Paşa Sadrazam oldu. Maarif alanında pek çok ilerlemeler oldu. Birçok meslek okulları açıldı. 1848'de Macar isyanı dolayısıyla Macaristan'dan çok sayıda ilticalar oldu. Eflak ve Bogdan'da ihtilal oldu. Mübarek yerler meselesi ortaya çıktı.

 1853'de Rusya harbi başladı. Sinop baskını oldu. 1854'de Ruslar karada büyük kayıplar verdiler. Meşhur Silistre müdafaası yapıldı ve Ruslar bozuldu. Yerköyü Muharebesi kazanıldı. Fransa ve İngiltere de Türkiye’nin yanında yer aldılar ve Kırım'a çıkarma yapıldı.

 1855'de Sivastopol alındı. Telgraf ve demiryolu hatları yapıldı. 1856'da Paris Anlaşması yapıldı. Ruslara karşı büyük menfaatler sağIandı. Abdülmecid Dolmabahçe Sarayı'nı yaptırdı ve Ortaköy'deki Mecidiye Camiini inşa ettirdi.
 25 Haziran 1861'de babası gibi verem hastalığına tutularak vefat etti. Öldüğünde 38 yaşındaydı. Fatih'teki Sultan Selim Camii avlusundaki türbesine gömüldü.






EYYÛHEL ÜSTAD !

Kutlu olsun, mutlu olsun sana şu âli makam.
Bu makam oldu sana elbette berden ve selâm.
Öksüz kalan nurcuların, ağlar-Öter her subh u şam.
Okur sana yetimlerin, binler dua, binler selâm.
Her zaman yâd-ı cemilindir, bezm-i vird-i zeban,
Kalb senindir, dil senindir, dildesin sen her zaman.
Urfa’nın topraklarında değildir salar-ı yemin.
Pek sıcak nurcuların kalbindedir serdar-ı yemin.
Sana olsun binler selâmlar… Bizim ey rehberimiz!
Bizleri unutma ey âlicenab Önderimiz.
Noktasız kaldı gözü, tersine döndü feleği,
Ankara radyosu yaydı, en kara bir haberi.
Kalbi deldi, ruhu ezdi, yaktı yıktı her yeri…
Ey mezarcı! O makamda bize de kaz bir
mezar.
Olalım nazik Said’in komşusu leyl ü nehar.
Ey mezarcı! Göm bizi de şu Said’in kabrine.
Firkatin dayanamaz, nurcu olanlar kahrine.
Katılsın zerratımız, âlem-i berzahda kezâ.
Sarılsın birbiriyle ruhlar ilâ yevm-il-cezâ.
Dar-ı dünyada Said’i bizden ettinse cüdâ,
Dar-ı âhirde beraberce haşret ey Hüdâ!
Dünkü hal oldu hayal, geçti visal, geldi zeval,
Bizleri Üstadımızla haşret, Yâ Zülcelâl!

              ABDÛLMECİT

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder