II.Mustafa (Îkbalî)
II.MUSTAFA HAYATI
6 Şubat 1664 tarihinde İstanbul’da doğan II. Mustafa, Emetullah Rabia Gülnuş Sultan’ın ve Sultan IV. Mehmed’in çocuğudur. II. Mustafa iyi bir şehzade eğitimi alarak büyümüştür. Dönemin çeşitli hocalarından almış olduğu ilmi derslerin yanında ailesi de II. Mustafa ile ilgilenmiştir. Bu sebeple ilmi bilgilerinin oldukça kuvvetli olduğu bilinmektedir.
Sultan II. Ahmed’in 1695 yılında vefat etmesinin ardından hükümdarlık tahtına geçen II. Mustafa, dini değerlere saygılı ve bağlı bir padişahtır. Padişahlık tahtına çıkmasından henüz üç gün geçmesinin ardından hatt-ı hümâyûn adında bir yazı yayınladı. Bu yazıda padişah olduğu dönemde yapacağı işleri ve devleti bekleyen yeni kanunları yazmıştır. Yazının önemli kısımlarından birisi “zevk, sefa ve rahatı kendimize haram eylemişiz” bölümüdür.
II. Mustafa, vatansever, halkı için büyük fedakârlık yapmaya hazır, seferlere bizzat kendisi katılarak ordusunu iyi komuta edebilen bir hükümdardır. Devlet işleriyle ilgili olan II. Mustafa aynı zamanda dinin en iyi şekilde devam ettirilmesi için bazı adımlar atmıştır. II. Mustafa 1703 yılında hayatını kaybetmiş ve yerini III. Ahmed’e bırakmıştır.
1.Şiir
"Başımuzdan hiç hevâ-yı zülf-i yâr eksük değül
Mürtefi yerdür anunçün ruzgâr eksük değül"
ÎKBALÎ (II.MUSTAFA)
2.Şiir
"Allahu rabbi lâ-yezâl yâ vâhidü yâ zü'l-celâl
Ey pâdişâh-ı bîzevâl yessir lenâ hayrü'l-umûr
Vakt-i seherde dâdımuz arşa çıkar feryâdımuz
Cürm ü hatâ mu'tadımuz yessir lenâ hayrü'l-umûr
Senden irişmezse âmân olur kamu işler yamân
Yâ sâhib-i kevn ü mekân yessir lenâ hayrü'l-umûr
Yâ Hâlik-i hayrü'l-enâm olsun habîbüne selâm
Budur hulûs üzre kelâm yessir lenâ hayrü'l-umûr
İkbâlî âsîdür garîb lutfundan itme bînasîb
Yâ Bakî vü Hayy ü Mûcîb yessir lenâ hayrü'l-umûr
ÎKBALÎ (II.MUSTAFA)
3.Şiir
“El-meded ey fahr-i âlem hem şefî’u’l-müznibîn
Nâzil oldı hakında hem Rahmeten li’l-âlemin
İşidelden vasfını budur lisânumda hemîn
Es-salât u ve’s-selâm yâ Sâdıka’l-va’di’l-emîn
Çağlayup her dem akar bu çeşm-I giryânum benüm
Fikr idüp nâr-ı cahîmi havf ider cânum benüm
Umarum rûz-ı cezâda ola hem-râhum benüm
Es-salât u ve’s-selâm yâ Sâdıka’l-va’di’l-emîn
Dalmışam bahr-i şakâvet içre kârum seyyi’ât
Yâ İlâhî sen hidâyet eyle bana vir necât
Sen şefâ’at kıl garîbe ey Resul-i Kâ’inât
Es-salât u ve’s-selâm yâ Sâdık’l-va’di’l-emîn
Ümmetünden en hakîr ü bîkesem ben yâ Resul
Hazretüne itdügüm vird ü salâtı it Kabul
Âciz ü Meftunîyi cennât-ı adne it Kabul
Es-salât u ve’s-selâm yâ Sâdık’l-va’di’l-emîn
ÎKBALÎ (II.MUSTAFA)
4.Şiir
"Rûz-ı mahşerde kusûrum setr it ey Ferd-i Ganî
Enbiyâ vü mürselîn içre hacîl itme beni
Zikr ü tevhîd iderem sıdk-ı derûn ile seni
Enbiyâ vü mürselîn içre hacîl itme beni
Afv edüp Yârab bağışla cürm ü isyânum benüm
Hıfz ile âhir nefesde sıdk u âmânum benüm
Virme mahşerde zebânîye giribânum benüm
Enbiyâ vü mürselîn içre hacîl itme beni
Tevbemi eyle kabul dünyâda koyma ahrete
Çok ise cürm ü küsûrum yok nihâyet rahmete
Diler isen koy cahîme diler isen cennete
Enbiyâ vü mürselîn içre hacîl itme beni
Abd-i âcizdir bu İkbâlî kuluna kıl meded
Yüz sürer dergâh-ı pâkine kerem kıl itme red
Ol şefa'at kânı Ahmed hürmetine ey Ehâd
Enbiyâ vü mürselîn içre hacîl itme beni."
ÎKBALÎ (II.MUSTAFA)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder