Kanuni Sultan Süleyman (Muhîbbî)





"KANUNİ  SULTAN  SÜLEYMAN HAYATI"


Kanuni Sultan Süleyman, 27 Nisan 1495 günü Trabzon'da dünyaya geldi. Babası Yavuz Sultan Selim, annesi ise Kırım Hanı Mengli Giray'ın kızı Ayşe Hafsa Sultan'dır. 7 yaşında gittiği Topkapı Sarayı'nda çok iyi bir eğitim aldı. Karakızoğlu Hayrüddin Efendi en önemli hocalarındandı. 1509'da Kırım'daki Kefe Valiliği'ne gönderildi. Ardından babası Yavuz Sultan Selim'in tahta çıkmasıyla birlikte Manisa Valiliği'ne atandı.

Babası Yavuz Sultan Selim'in 1520 yılında ölümü üzerine, tek varis olarak tahta çıktı. Osmanlı Devleti'nin onuncu padişahı olmuştu. Bu sırada 25 yaşındaydı.

Osmanlı Devleti; en parlak, en güçlü dönemini onun zamanında yaşadı. Yaptığı hukuki düzenlemelerden ötürü 'Kanuni' unvanını aldı. Avrupalılar ise ona 'Muhteşem' diyorlardı. Birçok batılı düşünür, kötü durumda olan Avrupa'nın kurtuluş reçetesi olarak Osmanlı Devleti'ni gösteriyor; Kanuni'nin yönetim tarzına olan hayranlıklarını açıkça belirtiyorlardı.

Kanuni Sultan Süleyman, başarılı bir devlet adamı olduğu kadar başarılı da bir şairdi. 'Divan-ı Muhibbi' adında bir divanı vardı. Bu divanında 2779 gazel bulunmaktadır.





1.Şiir

Bana dildârın cefâsı hoş gelir
Nitekim gayre vefâsı hoş gelir

Derdi ile hoş geçer dil dilberin
Derd sanma kim devâsı hoş gelir

Zahm-ı peykânı kızıl güldür bana
Bülbülüm hâr-ı belâsı hoş gelir

Yâreme merhem durur çün zahm-ı dost
Cânıma tîr-i belâsı hoş gelir

Ey Muhibbî âleme şâh olmadan
Dilberin olmak gedâsı hoş gelir


                                                                         "MUHİBBİ (KANUNİ SULTAN  SELİM)"






2.şiir

Pâdişâh-ı 'aşkam u dil defter u dîvân bana
Derd u mihnet sözlerin yazdum yeter 'unvân bana

İnlerem tanbûr-veş bagrum delindi ney gibi
Bezm-i gamda mesken oldı kûşe-i hicran bana

Buseye bir cân nedür bin cân virürdüm cân ile
Yarım ağız buse ikrar eylese yârum bana

Öldürür gerçi ki gamzen 'âşıka virmez amân
Leblerün Îsî-nefes her lahza virür cân bana

Yanayum pervâne veş şem'-i cemâli nûrına
Şem'-i hüsne çün Muhibbi didi dilber yan bana


                                                                         "MUHİBBİ (KANUNİ SULTAN  SELİM)"









3.şiir

Cânı mı var kimsenün eyleye cânân ile bahs
Bendeye lâyık mıdur kim ide sultân ile bahs

İtdügi cevr ü cefâ bana vefadan yeg gelür
Kıymet-i derdi bilen ider mi dermân ile bahs

Ben de yakdum meclis-i gamda bu gönlüm şem'ini
Eyledüm tâ subha dek şem'-i şebistân ile bahs

Ruhlarını bâg-arâ gördükde didüm misli yok
Oldı mülzem itdügümde ben gülistân ile bahs

Şi'r-i pür-sûzun görüp tahsîn ide Husrev dahi
Ey Muhibbî eyle şimdengirü Selmân ile bahs


                                                                        "MUHİBBİ (KANUNİ SULTAN  SELİM)"




4.şiir

Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi

Ko bu ayş u işreti çün kim fenâdur âkibet
Yâr-ı baki ister isen olmaya tâat gibi

Olsa kumlar sağışınca ömrüne hadd ü aded
Gelmeye bu şîşe-i çarh içre bir sâat gibi

Saltanat didükleri ancak cihân gavgâsıdur
Olmaya baht u saâdet âlem-i dünyada vahdet gibi

Ger huzûr itmek dilesen ey Muhibbî fâriğ ol
Varmıdur vahdet makâmı gûşe-i uzlet gibi


                                                                         "MUHİBBİ (KANUNİ SULTAN  SELİM)"





5.şiir

Müjde ey bîçare dil kim nâzla dilber gelür
Hicr içinde mürde iken yine cisme cân gelür

Girye ile gözlerüm Ya'kup-veş a'mâ idi
Rûşen adlı gün gibi çün Yûsuf-ı Kenan gelür

Ey dil-i şûrîde bülbül gibi efgân eyle kim
Ol letâfet ma'deni ol gonce-i handân gelür

Firkât ile hâlümi sorsan şehâ görsen ne der
Dem olur kim yâş yirine gözlerimden kan gelür

Bu harâb olmuş gönül ma'mûr olısardur yine
Ey Muhibbî nâz ile çün ol şeh-i hûbân gelür


                                                                           "MUHİBBİ (KANUNİ SULTAN  SELİM)"




6.şiir

Sakın aldanma cihâna olmasun sende gurûr
Ne kadar devlet bulursan kendözüni eyle mûr

Her ne denlü derd ü mihnet kim gele eyle kabûl
Hîç işitmedün mi kim dünyâ degül cây-ı sürûr

Eyleme kibr ü hased merdûd olan şeytâna bak
Zühdüne tayanma gel gör noldı Bel'âm-ı Ba'ûr

Sabr kıl kim sabr ile dirler koruk helvâ olur
Gitmesün hergiz dilünden zikrün olsun yâ sabur

Çirk-i dünyâ ile olmışdur mülevves bu gönül
Cehd kıl tevhîdile anun yirine tola nûr

Tâc ü taht ü zûr-ı bâzûya Muhibbi bakma gel
Hîç bilür misün ki şimdi kandedür Behrâm-ı Gûr


"MUHİBBİ (KANUNİ SULTAN  SELİM)"






 HÜRREM SULTANA YAZDIĞI ŞİİR

Celîs-i halvetim varım habîbim mâh-ı tâbânım
Enîsim mahremim varım güzeller şâhı sultânım

Hayâtım hâsılım ömrüm şarâb-ı Kevser’im Adn’im
Bahârım behcetim rûzum, nigârım verd-i handânım

Neşâtım işretim bezmim çerâğım neyyirim şem'im
Turunc ü nâr ü nârencim benim şem'-i şebistânım

Nebâtım sükkerim gencim cihân içinde bî-rencim
Azîzim Yûsuf’um varım gönül Mısr’ındaki hânım

Stanbul’um Karaman’ım diyâr-ı milket-i Rûm’um
Bedahşân’ım ve Kıpçak’ım ve bağdâ’ım Horasân’ım

Saçı varım kaşı yâyım gözü pür-fitne bîmârım
Ölürsem boynuna kanım meded hey nâ-Müslümân’ım

Kapında çünki meddâhım seni medh iderim dâim
Yürek pür-gam gözüm pür-nem Muhibb’îyem ve hoş hâlim


                                                                                "MUHİBBİ (KANUNİ SULTAN  SELİM)"




7.şiir

«Aşk mıdır ki bivefa güller elinden geceler
İnletip bülbülleri ta subh-u güya eyleyen»

«Aşk mıdır ki bir keman ebru nigarın yâdına
Ok gibi kaddimi büküp benim de ya eyleyen…»
«Aşk mıdır ki boynuma takıp belâ zincirini
Gezdirip mecnun gibi alemde rüsva eyleyen...»
«Aşk mıdır ki bu Muhibbî sinesine dağ vurup
Ahir anın gözleri yaşını derya eyleyen...»
«Aşk mıdır ki cân-ı dil mülkünü yağma eyleyen
Aşk mıdır sînem içinde gelip de ca eyleyen»
«Aşk mıdır ki fenni derdi okutup aşıklara
Fasl-ı babı sinemin levhinde inşa eyleyen»
 
                                                                               " MUHİBBİ (KANUNİ SULTAN  SELİM)"

2 yorum: